Eminönü'nden Karaköy |
Bu havada hem denizi görmek hem güneşi hissetmek hem de
gezip görmek için en iyi mekan olarak Eminönü’nü seçtik.
Eminönü, İstanbul’un surları içinde kalan tarihi dokuyu
yaşayabileceğiniz yerlerinden biridir.
Bu bölgede İstanbul’un neredeyse her dönemine tanık
olabileceğiniz bir eser vardır.
Eminönü gezimizde daha kısa bir rota izleyip geleneksel bir
İstanbul görelim dedik.
Balık ekmek ve turşu suyu |
Haliç’e komşu balıkçılarda önce balık ekmek yedik, yanında da turşu suyu içtik. İlk kez Eminönü’nde balık ekmek yedim.
Üstelik yemeğe deniz, kartpostal gibi duran Galata Kulesi ve Karaköy de eşlik ediyordu. Acısız turşu suyu balığın yanına iyi gitti. İsteyen acılı da içebilir.
Kişi başı doyurucu balık ekmek 5 lira, turşu suyu ise 1,5 lira, toplam 6,5 liraya güzel bir öğle yemeği yedik.
Tarihi Osmanlı Lokmacısı |
Ardından Mısır çarşısına yolculuğa çıktık. Rengarenk bir yolculuktu bu…
Mısır Çarşısı |
Bir aktarın önünde durduk uykusuzluğa iyi geldiğini öğrendiğimiz
Melisa otundan aldık.
Bununla da yetinmedik. Dolgun ve ağzı açık Siirt fıstığını görünce kaçırmadık. Siirt fıstığı diğer kardeşlerinin yanında lezzeti bakımından öne çıkıyor. Tavsiye ederim.
Mis gibi kahve kokusu |
Bu kalabalıktan çıkmaya karar verip yönümüzü meydana doğru çeviriyoruz. Sol tarafta yazın da taze ve lezzetli meyvelerinden aldığımız manav var. Kış mevsiminde gözümüze kestaneler ilişiyor. Bu sefer meyve yerine kestane alıyoruz.
Kış çiçekleri tezgahları süslemiş. Cemali Güzel’e aşık olduk. Renkleri muhteşem, bu aralar çiçeklerim pek sağlıklı değil. Çiçek konusunda bir üzüntü daha yaşamamak için almadım, ancak aklım da kaldı bu güzelde.
Çiçek soğanları |
Çiçek pazarında evde besleyeceğiniz hayvanlarda var. Yavru Sibirya kurtları masmavi gözleri çapkın bakışları ile beni alın diyordu.
Çov Çov (Çin Aslanı) cinsi bir köpek de gördük. Ancak hiçbir köpek benim
Çov Çovum
gibi olamaz.
Çay keyfi |
Ancak iki sıcak çay ile çözülebildik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder