6 Mayıs 2012 Pazar

DOĞA İÇİNDE 6 KİLOMETRELİK YÜRÜYÜŞ


Belgrad Ormanı’ndaki 6 kilometrelik koşu parkuru süper olmuş. Spor yapanları “işte budur” dedirten bir parkur. 6 kilometreyi yürüyerek bir saatte tamamladık. Bu arada dönüş yolunda Atatürk Arboretum'u ziyaret etmek istedik. Ancak hafta sonu ve tatil günleri sadece üyeler girebiliyormuş. Üye olmayan çalışanların günahı ne...



Mart ayında başladığım yürüyüşlerime evimi boyamam, elverişsiz hava koşulları ve yoğun çalışma tempom nedeniyle süreklilik kazandıramadım. Nisanın son haftasıyla birlikte benim açımdan durum değişti. Hemen hemen her gün 4 kilometrelik yürüyüşlerim eski kondisyonuma kavuşmama yardımcı oluyor. Yürüyüş tempom da giderek hızlandı. Henüz koşuya geçemedim, en kısa sürede bunu da başaracağım. Geçen yıl sonbaharda kesintisiz 2 kilometre koşabiliyordum. Benim gibi koşmayı beceremeyen biri için büyük bir gelişme. Bu sene daha da iyisini yapacağım.

Yürüyüş maratonuma geçen günlerde değişik bir parkurla devam ettim. İstanbul’un en güzel yürüyüşünün yapılacağı Belgrad Ormanı’na gittik. Burada 6 kilometrelik bir koşu parkuru var. Orman içinde, kuş cıvıltıları arasında, spor için konforlu bir zeminde zaman  zaman bentlere paralel harika bir yürüyüş yaptık.

Tam bir saatte parkuru tamamladık. Bir daha ki sefere bu parkuru ismine yakışır bir şekilde koşarak tamamlamayı düşünüyorum.

ORMAN İÇİNDE YÜRÜYÜŞ YA DA KOŞU


Belgrad Ormanı’ndaki koşu parkuru da yenilenmiş. Koşu parkurunun zeminine kiremit tozu dökülerek oldukça konforlu bir koşu/yürüyüş pisti yaratılmış. Fıratpen’in katkılarıyla yenilenen parkurla ilgili olarak Fırat blogda şunlar yazıyordu: “Parkurun alt zeminine doğal yıkanmış ve un kıvamına gelmiş taş tozu, hemen üzerine ise darbeleri yumuşatması ve malzemeyi bir arada tutması için 6 bin 200 metre boyunca geotekstil keçe döşendi. En üstte ise doğal malzemelerden üretilip 800 derecede pişirilen kiremit tozu ve irmiği karışım olarak kullanıldı. Böylece, yüzde 40’tan fazlası sağlıklı bir koşu ve yürüyüş için uygun olmayan, yaşanan erozyon neticesinde iri (kaya) malzemeleri zemin üstüne çıkmış, zemini su aşınmaları sonucunda engebeli bir hal alan Neşet Suyu Parkuru, doğal kiremit tozu ve irmiğinden oluşan ve sporcu sağlığını koruyan bir zemine kavuştu.”

Bu arada blogda neden kiremit tozu tercih edildiğine yönelik aşağıdaki maddelerde yer alıyordu:


  • Hiçbir yapay sentetik zeminin sunamadığı esneklik ve vücuttaki elektriği toprağa geçirme özelliklerini yüzde 100 doğal ürün olan kiremit tozu sunuyor.
  • Kiremit tozu döşenen yüzeyler belli bir esneme yaparak kasları zedelemiyor, vücudu yormuyor.
  • Yapay ve sentetik zeminler iletken olmadıkları için hareket esnasında insan vücudunda toplanan enerjiyi toprağa iletmiyor ve sporcunun vücudunda 8 bin volta kadar elektrik biriktirmesine neden oluyor.
  • Kiremit tozuyla döşenen yüzeylerde yaşanan düşme olaylarında zeminin esnekliği sayesinde kemikler daha az etkileniyor, kırıklar minimuma iniyor.
  • Kiremit zeminler, sentetik spor sahaları gibi çürümüyor ve rengi güneşten dolayı solmuyor. Sigara izmaritinden, kırılan cam parçalarının yakıcı ve kesici etkisinden etkilenmiyor.
4 KİLOMETRELİK YÜRÜYÜŞLER


Benim yürüyüş yaptığım yerin zemini kauçuk kaplama, bu sayede yumuşak bir zeminde yürüme imkanı doğuyor ve sakatlanma olasılığım azalıyor daha az yorucu oluyor, sanırım bu pistlere tartan pist deniyor. Günlük yürüyüşlerimi bir iki hafta içinde koşuya çevirmeyi düşünüyorum.


Birkaç ay içinde 2 kilometrelik kesintisiz koşulara başlarım, sonra da hedef 8 kilometreyi koymak. Yapabilir miyim acaba ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...