26 Ağustos 2012 Pazar

FOÇA ADALAR TURU

 
Foça’da mutlaka yapılması gerekenlerin başında adalar turu geliyor. Temiz deniz,  güzey koylar ve hikayesi ilginç adalar, turu daha da cazip kılıyor.
Küçükdeniz Limanı’ndan saat 11.00’de hareket ediyoruz.

Teknemiz yol alırken Foça’yı denizden görme imkanına kavuşuyoruz. Foça böyle daha bir güzel geliyor.

Adalar turu, İncir Adası, Fener Adası Orak Adası, Siren Kayalıkları, Atatürk Adası, Kosova Plajı ve İngiliz Burnu’nu kapsıyor.
İlk koyda denize giriyoruz. Tekneden girince suya alışmak daha kolay geliyor. Kaptan buralarda deniz suyunun şifalı olduğunu söylüyor, burun tıkanıklığına akıntıya iyi geliyormuş.

Biz de şifalı deniz suyuna kışın faydasını görmek için şans veriyoruz.

Ardından Orak Adası’nın kuzeybatısında yer alan Siren Kayalılarına gidiyoruz.
Efsaneye göre kadın başlı, kuş vücutlu, yaptıkları büyüğün müziğin güzellikleriyle tanınan sirenlerin burada yaşadıklarına inanılıyor. Sirenler, yaptıkları müzikler ile gemicilerin yollarını şaşırtıp ve kayalara çarpmalarına neden oluyorlarmış.

Burası aynı zamanda foklarında yaşam alanı. Sayıları giderek azalan Akdeniz Fokunun korunması için Pilot Bölge olan Foça’da kayaların içindeki mağaralarda yaklaşık 10 civarında fokun yaşadığını tespit edilmiş.
Herkese kendini göstermeyen fokları, akşam balıkçılar görebiliyormuş.

Uzaktan gördüğümüz Atatürk adası bizi şaşırtıyor. Gerçekten de adanın biçimi Atatürk’ün portresine benziyor.

Kosava koyunda yemek ve deniz molası veriyoruz. Yemekte balık, salata ve makarna var. Hepsi çok lezzetli, balıktan geri kalanları martılar ile paylaşıyoruz.
Balık çöplerimizin geri dönüşümünü de gerçekleştirmiş oluyoruz.

Koylardaki yüzme duraklarımızdan biri de eski Kulüp Med, tekne sahile çok yaklaşıyor. Yüzerek kıyıya ulaşıyoruz. Burası Türkiye’nin ilk tatil köyüymüş, şu anda işletilmiyor.

Dönüşe geçiyoruz. Orak Adasına yaklaştık teknelerin yanı sıra su kayağı yapanların oluşturduğu güzel bir renklilik var denizde.

 

Orak adası ismini insan yapımı orak şeklindeki dalgakıranından alıyor. Bu dalgakıranın kimler tarafından yapıldığı bilinmiyor.

Demirlediğimiz koyda deniz çok sakin, adadaki tavşanların çokluğu bizi hayrete düşürüyor.

Saat 17.00’de limana geri dönüyoruz. Tadı damağımızda kalıyor, tatilimizin son günü olmasa mutlaka bir kez daha bu turu yapardık, artık seneye…

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...