Çanakkale’den
İzmir’e doğru giderken yaklaşık 30 kilometre sonra Truva tabelasını görünce
sağa saptık. Sapaktan 5 kilometre sonra, Tevfikiye ve Çıplak köylerini geçince, Truva’ya vardık. Bu yıl
tatillerimizde en iyi yol arkadaşımız müze kart sayesinde Truva antik kentine ücretsiz giriş
yaptık.
Hemen meydanda yer alan Truva atı ilk ziyaret noktamız oldu. Truva atının içi de gezilebiliyor, ancak dik merdivenlerinde dikkatli olmak gerekiyor. Meydanda kostümlü kişilerle veya o döneme ait aksesuarlarla hatıra fotoğrafı çektirme imkanı da var.
Hemen meydanda yer alan Truva atı ilk ziyaret noktamız oldu. Truva atının içi de gezilebiliyor, ancak dik merdivenlerinde dikkatli olmak gerekiyor. Meydanda kostümlü kişilerle veya o döneme ait aksesuarlarla hatıra fotoğrafı çektirme imkanı da var.
Ardından Truva Antik Kenti'ne giriş yaptık. Bilgilendirme tabelaları gezimizde
bizi oldukça aydınlattı. Bir tepenin üzerine kurulu olan Truva’dan Ege Denizi’ne
bakmak Çanakkale Boğazı’nın girişine kurulmuş bu tarihi bölgede bulunmak
geçmişe yolculuk gibiydi.
Gezi boyunca “Truva’ya zenginliği rüzgar getirdi” sözüyle sık sık karşılaştık. Burayı görünce ve bölgede esen rüzgarı hissedince bu ifade çok anlamlı geliyor.
Artık
yolculuk sırası Assos’a geldi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder