Ne
güzel bir gün… Takvim Aralığın 28’ini gösteriyor ancak hava sonbahar gibi. Daha
etraf kalabalıklaşmadan İstanbul’un gözbebeklerinden Nuruosmaniye’deyiz…
Sabah gezgincisi olmanın avantajı; az insan, az gürültü, az sorunla karşılaşmak. Cumartesi günü de bu avantajı kullanıp Nuruosmaniye’ye gidiyoruz. Önce Bayazıt’tan Kapalıçarşı’ya giriş yapıyor ve Nuruosmaniye kapısından çıkıyoruz. Bu görkemli kapıya bakıp yanındaki devası caminin yanından Nuruosmaniye caddesine varıyoruz. Hem turistlerin hem de meraklıların ilgisini çekecek karşılıklı dükkanların olduğu cadde boyunca yürüyoruz. Altın ve pırlantanın toptan satış merkezi de olan Nuruosmaniye’de birbirinden güzel ve değerli takılar bulmak mümkün. Pazarlıkla fiyatları daha alınabilir hale geliyor.
Halıcılar, antikacılar, kahveciler vs. derken karnımız acıkıyor. Nuruosmaniye’nin camiye bakan tarafında solda yer alan Aslan Restoran’a giriyoruz.
Daracık merdivenlerden üst kata çıkıyoruz. Cam kenarına oturup güzel manzara eşliğinde Osmanlı yemeklerinden tadıyoruz. Burasının güzelliği beğendiğimiz yemeklerin hepsini ortaya gelen tabaktan tadabilmek.
Bol seyahatli, yeni keşiflerle dolu güzel, mutlu ve sağlıklı yıllar…
Sabah gezgincisi olmanın avantajı; az insan, az gürültü, az sorunla karşılaşmak. Cumartesi günü de bu avantajı kullanıp Nuruosmaniye’ye gidiyoruz. Önce Bayazıt’tan Kapalıçarşı’ya giriş yapıyor ve Nuruosmaniye kapısından çıkıyoruz. Bu görkemli kapıya bakıp yanındaki devası caminin yanından Nuruosmaniye caddesine varıyoruz. Hem turistlerin hem de meraklıların ilgisini çekecek karşılıklı dükkanların olduğu cadde boyunca yürüyoruz. Altın ve pırlantanın toptan satış merkezi de olan Nuruosmaniye’de birbirinden güzel ve değerli takılar bulmak mümkün. Pazarlıkla fiyatları daha alınabilir hale geliyor.
Halıcılar, antikacılar, kahveciler vs. derken karnımız acıkıyor. Nuruosmaniye’nin camiye bakan tarafında solda yer alan Aslan Restoran’a giriyoruz.
Daracık merdivenlerden üst kata çıkıyoruz. Cam kenarına oturup güzel manzara eşliğinde Osmanlı yemeklerinden tadıyoruz. Burasının güzelliği beğendiğimiz yemeklerin hepsini ortaya gelen tabaktan tadabilmek.
Bu
lezzetli yemeklerden sonra çay için adını sıkça duyduğumuz Fes Cafe’ye
geçiyoruz. Ali Baba Türbe sokaktaki bu kafe, bizi pek sarmıyor. Kısa bir
moladan sonra buradan ayrılıyoruz.
Yılın
son günlerinden birini tam da kışın ortasında sonbahar tadında geçiriyoruz.Bol seyahatli, yeni keşiflerle dolu güzel, mutlu ve sağlıklı yıllar…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder