Kapalı ve soğuk bir günde Tire’deydik. Bu kasvetli havadan mı nedir Tire bize çok bakımsız ve ihmal edilmiş geldi. Tire’yi bir de güneşli havada keşfetmeli.
İlk durak Derekahve’ye, şehir merkezindeki levhaları izleyip ulaştık. Burada 400 yaşını aşmış Çınar ağacını ve üzerine cami yapılmış Ayazmayı gördük.
Derenin kenarında yukarı doğru yürüyünce su gücü ile çalışan değirmeni görmekte mümkün. Yine derenin kenarında belediye tarafından işletilen bir restoran-kafe var. Soğuk havada üşüyünce çay içmek için burada mola verdik.
Sonra Tire’de çarşının bulunduğu ve eski Tire diyebileceğimiz bölgede gezdik. Tire geçmişten günümüze miras kalmış birçok tarihi yapıya ev sahipliği yapıyor.
Özellikle 1429 yılında yaptırılan Yahşi Bey Cami’nin minaresi çok güzel. Çinilerle süslenmiş bu minarenin bir benzerini de Birgi’de gördük.
Tire’ye
gittiğimiz gün Egeye özgü otların da satıldığı yöre pazarı kurulmuştu. Tarihi
çarşının ara sokaklarına yayılmış pazarı gezerken bir zamanlar güzel olduğu
anlaşılan şimdi ise oldukça harap bir yer vardı karşımızda.
Yemek için İş Bankası’nın olduğu sıradaki Hacıoğlu Tire Köfte’yi tercih ettik. Buraya daha önce Mehmet Yaşin de gelmiş. Burada sadece köfte satılıyor. Masaya köfte siparişinde pancar turşulu piyaz ve salata geliyor. Piyaz güzeldi ama yemeğe son noktayı karadutlu lor tatlısı koydu. Karadutlu lor tatlısı hafifliği ve lezzeti ile beni kalbimden vurdu.
Yemek için İş Bankası’nın olduğu sıradaki Hacıoğlu Tire Köfte’yi tercih ettik. Buraya daha önce Mehmet Yaşin de gelmiş. Burada sadece köfte satılıyor. Masaya köfte siparişinde pancar turşulu piyaz ve salata geliyor. Piyaz güzeldi ama yemeğe son noktayı karadutlu lor tatlısı koydu. Karadutlu lor tatlısı hafifliği ve lezzeti ile beni kalbimden vurdu.
Bence Tire’ye
lor tatlısı yemeye gidilmeli; iki kişi, köftesi salatası, piyazı, tatlısı, içeceği ile 21 lira ödedik. İzmir ile Tire arası doğa içinde bir
yolculukla sadece yaklaşık 100 kilometre
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder