Urla’ya gelince bizi bir sürpriz bekliyordu. Sahilde tarihi 3300 yıl önceye dayanan Uluburun Gemi’si günümüzdeki örneklerine göre küçük olmasına karşın heyecan uyandırıcıydı.
internette yaptığım araştırmada uluburun gemisi için fotoğraftaki büyük gemi gösteriliyor |
Arkeologların aslına uygun
olarak inşa etmeye çalıştıkları gemi Akdeniz’e de açılmış. Sahildeki arkeolojik
alanda yer alan geminin yanında başka örneklerde var.
Biz gittiğimiz de kimseler olmadığı için girişte yazılanları buraya aktarabiliyorum:
“Uluburun Gemisi, günümüzden
3300 yıl önce Tunç Çağı’nda Kaş-Uluburun açıklarında battı. Geminin ana yükü,
çağa adını veren 10 ton bakır ve 1 ton kalaydan (tunç hammaddesi) oluşuyordu.
Melengiç reçinesi, cam külçeler, yüzlerce amfora, deve kuşu yumurtaları,
Nefertiti’nin mührü ve fildişi eşyalar, taşıdığı yüklerden bazılarıydı.
Uluburun kazısının başkanlığını Prof. Dr. Cemal Pulak yapıyor. (Texas A&M
Universitesi)
Arkeologlar, Uluburun Batığı
sayesinde Tunç Çağı hakkında birçok bilinmeze ulaştılar. Taşıdığı yüklerin ait
olduğu medeniyetlerden yola çıkarak, Doğu Akdeniz limanlarında ticaret yaptığı
belirlendi. Uluburun Batığı, National Geographic tarafından 20. yy’ın en önemli
ilk on arkeolojik keşfi arasında gösterildi.”
Bu gemiden hareketle
arkeologlar Uluburun II’yi inşa etti. Bu gemiyle Akdeniz’e açılan araştırmacılar,
antik döneme ait çalışmalar gerçekleştirdi. Urla sahilinde sergilenen Uluburun
II hakkında yazılanlar devamla şöyle:
“Uluburan II’nin yapımında
Mısır’ın Teb Şehri yakınlarında bulunan Kenamun isimli bir kişiye ait mezarın
duvarlarında bulunan kabartmalardan yola çıkıldı. Uluburun II’nin direk başı,
Kraliçe Hatşepsut’un tapınağının duvarlarındaki Punt Limanın’dan yük alan iki
gemi tasvirinden alındı.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder