Şubatın son haftasında güneşli, ılık harika bir gün. İstanbul’un tarihi mekanlarından Eyüp’teyiz. Kendimizi Osmanlı döneminde dolaşıyor gibi hissediyoruz. Tarihi doku öylesine güzel ki bu aralar okuduğum “Sultan’ı Öldürmek” kitabındaki Haliç gezisindeyim sanıyorum.
Eyüp’e gitmek için en uygun saat sabah, fazla kalabalıktan hoşlanmayan ikimiz için geç kalmayı kaldırabileceğimiz bir semt değil. Sabah 11.30 gibi başladığımız Eyüp gezimiz yaptığımız ön incelemelerin yardımıyla verimli geçti.
Önce
arabayı park edip Eyüp merkezin içine dalıyoruz. İlk hedefimiz teleferikle,
Pierre Loti’ye çıkmak. Yolda, tarihi Eyüp evlerini görüyoruz, dükkanlarda
baharatlar, kuruyemişler, kokular, sabunlar, her derde çözümler tezgahlara
sıralanmış.
Rengarenk görüntü ve kokular içindeki yolculuğumuz, Feshane caddesinde devam ediyor. Yolumuzun üstünde Çeribaşı Camii, Sultan Reşat Türbesi, Prens Sebahattin Türbesi’ni görüyoruz.
Yolumuzun üzerindeki aş evinin bahçesine giriyoruz, sol taraftaki sıbyan mektebinin bahçesinde dolaşıyoruz. Buradaki tarihi mezarlık, süslemeleriyle dikkat çekiyor. Nazik zabıtaların yönlendirmesiyle teleferiği buluyoruz. Teleferik ile bir akbil bedeli karşılığında Pierre Loti’ye ulaşıyoruz.
Güzel havanın torpili ile dışarıda oturup kahvelerimizi yudumluyoruz.
Sonrasında çevrede kısa bir gezinti yapıp Pierre Loti çaybahçesinin yanındaki seyir terasından Haliç’in fotoğraflarını çekiyoruz.
Teleferik ile aşağı inip Eyüp turumuza devam ediyoruz. Eyüp çarşıda dolaşıp alışveriş yapıyoruz, karnımız acıkınca Ensari Konağı’na gidiyoruz. Havuzlu bahçede oturup yemeğimizi yiyoruz. Dışarı çıktığımızda çevredeki kalabalık artık gitme vaktinin geldiğini bize hatırlatıyor.
Rengarenk görüntü ve kokular içindeki yolculuğumuz, Feshane caddesinde devam ediyor. Yolumuzun üstünde Çeribaşı Camii, Sultan Reşat Türbesi, Prens Sebahattin Türbesi’ni görüyoruz.
Yolumuzun üzerindeki aş evinin bahçesine giriyoruz, sol taraftaki sıbyan mektebinin bahçesinde dolaşıyoruz. Buradaki tarihi mezarlık, süslemeleriyle dikkat çekiyor. Nazik zabıtaların yönlendirmesiyle teleferiği buluyoruz. Teleferik ile bir akbil bedeli karşılığında Pierre Loti’ye ulaşıyoruz.
Güzel havanın torpili ile dışarıda oturup kahvelerimizi yudumluyoruz.
Sonrasında çevrede kısa bir gezinti yapıp Pierre Loti çaybahçesinin yanındaki seyir terasından Haliç’in fotoğraflarını çekiyoruz.
Teleferik ile aşağı inip Eyüp turumuza devam ediyoruz. Eyüp çarşıda dolaşıp alışveriş yapıyoruz, karnımız acıkınca Ensari Konağı’na gidiyoruz. Havuzlu bahçede oturup yemeğimizi yiyoruz. Dışarı çıktığımızda çevredeki kalabalık artık gitme vaktinin geldiğini bize hatırlatıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder