Ben kullanmıyorsam araba yolculuklarını bayılıyorum. Pazar günü saat 10.50'de İstanbul Avrupa yakasından yola çıktık. Hava 8 derece ve güneşliydi. İstanbul-Ankara otobanında fazla hız yapmadan doğanın keyfini çıkararak huzurlu bir yolculuk yaptık. Pastaneden aldığımız hamurişleri ve termostaki çay yolculuk boyunca bize eşlik etti. Tabi ilk ve tek hedefimiz Düzce'ye varmaktı.
Önce Boğaziçi Köprüsünü geçtik.
Ardından yol boyunca sıralanan tünellerden birini geçtik.
Karşımızda Kocaeli Körfezi... Yazı andıran güzel bir gökyüzü ve pırıl pırıl bir deniz...
Sapanca'ya geldiğimizde her yerde kar vardı, hava ise çok güzeldi.
Solumuzda Sapanca Gölü çok güzeldi.
Sakarya il sınırında bizi yağmur yakaladı. Sonbahar gelmişti
İlerledikçe kar miktarı arttı, zaman zaman kar serpintileri de oldu. Sıcaklık 2 derece. Birden kış gelmişti.
Sonra yağmur yeniden yağmaya başladı, Düzce'ye yaklaşmıştık.
Otobandan çıkma vakti. Düzce ayrımından sapıyoruz. Ardık bölünmüş yolda seyahat edeceğiz.
Yolculuğun keyfi abur cubur... Yol üstünde Berceste'den aldığımız yabani (dağ) fındık ve kavrulmuş tuzlu badem. Yabani fındığı zor buluyorum, görünce kaçırmadık, gerçekten lezzetliydi. Resimde leblebi gibi duruyor, ancak yabani fındık da leblebi kadar, ufacık.
Düzce gezime yönelik detayları başka bir sayfada yazdım. Bu yazı tamamen otobanda araba yolculuğunu üzerine.
Arabada tek abur cubur yenmez yanında çay iyi gider, hem uyku açar hem de sıcak tutar.
Hava kararmaya başlıyor, gökyüzünde güzel ışık oyunları var.
İstanbul'a yaklaştıkça hava ısınmaya başladı, arabanın derecesi 7'yi gösteriyor.
İstanbul'a çok az kaldı, Kartepe sapağı sağımızda.
Kocaelinde gün batımı, güneş muhteşem görünüyor, gökyüzü kızıp yarın hava güzel olacak.
Evime geldim, Boğaziçi Köprüsü ışıl ışıl...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder