DÜZCE'DE KISA BİR TUR

Asar Deresi-Düzce

Dört mevsimi yaşadığımız, rahat ve doğal güzellikleri içinde barındıran otoban yolculuğumuzun nihayetinde Düzce’ye geldik. 81’inci ilimiz Düzce dağlık bir coğrafyanın ismi ile müsemma bir ili. Az katlı evleri, ortasından akan deresi, inşaat halindeki yolları, çoğu göçmen yerel halkı ile küçük bir kent Düzce.

Pazar günü, İstanbul Avrupa yakasından yola çıktık ve Düzce 2,5 saat sürdü. Bölge karla kaplı idi.

İlk olarak yolumuzun üzerindeki Konuralp Beldesi’ndeki Konuralp Müzesi’ne uğradık. Belde, antik Roma kenti olan "Prusias Ad Hypium" üzerine kurulmuş. Antik kente ait eserlerin korunmasını sağlamak ve sergilemek amacıyla kurulan Konuralp Müzesi'nde 1825 adet arkeolojik 456 adet etnografik ve 3837 adet sikke olmak üzere, toplam 6118 adet eser bulunuyor. Pazar günleri de açık olan müze, ücretsiz olarak geziliyor.

Resimlerden de anlaşılacağı üzere burada kar kent merkezine göre daha fazlaydı.

 

Ardından karnımız acıktı ve bize tavsiye edildiği üzere Merkez Köfte’ye gittik.

Şehrin ana caddesinde bulunan Merkez Köfte bir Arnavut işletmesi. Köfte, piyaz ve ayrandan oluşan öğlen menüsünün ardından gençlerin piyasa yaptığı araç trafiğine kapalı cadde de yürüdük.

Beyaz sokak köpeği pek bir sevecendi. Bir şeyler veririz umuduyla hemen yanımıza koştu.

Hava kapalı olmasına karşın çok üşümedik. Yerel bir tatlı arayışımız oldu ancak, sonuç alamayınca Ankara Pastanesi'nde bir çay molası verip ekmek kadayıfı yedik.

Konuştuğumuz esnaf Düzce’den hediye olarak fındık ve tütün kolonyasının alınacağını söyledi.

Asar Deresi'ni görüp dönüşe geçtik. Düzce küçük bir yer olduğu ve bizim de fazla zamanımız olmadığı için kısa bir tur oldu.