Türklerin Anadolu tarihlerinin başladığı bir diğer noktadayız. Burası Kars, Ermenistan’a sınır komşusu, Türkiye’nin Batı’ya en uzak bölgesi.
Erzurum-Kars arası 3 saat sürüyor. Yol boyunca sonbaharın etkisiyle kahve ve koyu sarı renge dönen doğada yol alıyoruz. Yol üstünde küçük yerleşimler var daha çok karlalar ve bomboş araziler.
Bölgenin yoksulluğu Kars sokaklarına yansımış. Kötü
yapılaşma şehri esir almış. Ama caddelerde sürprizler de çıkıyor karşımıza
Rusların yaklaşık 40 yıl işgal ettikleri Kars’ta Baltık mimarisinin eserlerini
görüyoruz.
Ruslar, Hollanda’dan getirdikleri mimar ve mühendislere
ızgara planlı, birbirini kesen caddelerden oluşan yeni bir şehir kurdurmuşlar.
Bu mimarinin özelliği olarak geniş ve taş kaldırımlı caddeler, parklar ve
bahçeli evler dikkat çekiyor.
Osmanlı mimarisinden ne yazık ki fazla eser kalmamış.
Kars Kalesi'nin sol tarafındaki tepede ise üzerinde hayli tartışmalar yapılan ve sonunda da ucube olduğu gerekçesiyle yıkılan "İnsanlık Heykeli"nin kaidesi bulunuyor.
Kalenin eteğinde ise Havariler Kilisesi bugünkü adıyla Kümbet Camii
bulunuyor.
Dört yonca yaprağını andıran bu Ermeni kilisesi yörede çok
kullanılan bazalt taşından yapılmış. Kilise Rus işgali sırasında da Rus Ortodoks Kilisesi olarak kullanılmış.
Yine aynı alanda Evliya Camii- Hasan-i Harakani Türbesi yer
alıyor.
1033 tarihinde Anadolu’ya gelen ilk Alperen’lerden Ebu’l Hasan Haraka-i
Kars’ta şehit düşmüş, 1064 yılında da Selçuklu Sultanı Alparslan tarafından
Harakan-i külliyesi kurulmuş. Külliye 1500’lü yıllarda genişletilerek Evliya
Camii yaptırılmış.
Caminin hemen karşısında Kale Burcu bulunuyor. Saltuklu
Sultanı tarafından 1153 yılında inşa edilen Kars Kalesinin dış surlarını çevreleyen
7 büyük burçtan birisi. Altıgen planlı bu burçta da bazalt taşı kullanılmış.
Kentte Namık Kemal’in evi, Osmanlı taş köprüsü, Gazi Ahmet
Muhtar Paşa Konağı, Fethiye Cami, Kars Müzesi, Kazım Karabekir Paşa’ya ait
vagon ve tabyalar görülmesi gereken yerlerden bazıları.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder