19 Mayıs 2014 Pazartesi

LONDRA’DA NELER YAPTIK

Londra’da 4 gün kaldık, doyamadık… Gün gün Londra seyahatimiz ve izlediğimiz rotalar bu yazıda…

Pegasus’un kampanyasından yararlanıp uçak biletlerimizi aylar öncesinden aldık. Konaklama sorunumuz olmadığı için otel arayışına girmedik. Eğer otel arasaydık booking.com adresinden birçok alternatife ulaşmak mümkün. Benim tavsiyem şehir merkezine yakın otelleri tercih etmeniz. Önceden rezervasyonla çok uygun konaklama imkanları var. Bu fiyatlara bazen kahvaltıda dahil oluyor.

Pegasus, Standsted Havaalanı’na iniyor. Londra’nın 1,5 saat uzağında bir havaalanı burası. Stansted Express treni ile Londra merkeze ulaşmak mümkün. Her 15 dakikada bir tren kalkıyor. Otobüs seferleri de var ve trene göre daha ucuzlar.

BİRİNCİ GÜN

Londra şehir merkezine gelişimiz öğleden sonra 3’ü geçince, çevredeki yakın yerleri gezmeye karar verdik. Arkadaşlarımız Hyde Park’a çok yakın bir otelde konakladığı için buraya yakın olan Londra’nın alışveriş caddelerinden Oxford Street’e gittik. Burası çok uzun bir cadde, alışveriş yapmak için ideal bir bölge. Bu caddeye açılan Bond Street, Regent Street ve devamında Piccadilly ziyaret edilebilir.

Oxford Street’te Primark’tan üç tane gördük. Birine mutlaka girin alacak bir şeyler buluyorsunuz.

İKİNCİ GÜN
Tower Bridge
Biz ikinci gün Thames Nehri boyunca yürümeyi tercih ettik. Nehrin her iki yakasına da yürüyüş yolları yapılmış.

Bu rotayı gerçekleştirmek için Tower Bridge’e geldik. Köprü Londra’nın simgelerinden biri, buraya gelince Tower of London’a da gitmek gerek. Buranın hediyelik eşya satan mağazası çok güzel, uğramadan geçmeyin.
St. Paul Katedrali
Nehir kenarından yaptığımız yolculuk bizi Milenyum köprüsüne (Millienium Bridge) kadar götürdü. Köprüden geçmeden önce St. Paul Katedraline gittik. Hemen yanındaki Information Center, Londra hakkındaki sorulara cevap bulacağınız bir adres.

Sonra köprüyü geçip sanatın kalbine daldık.  Tate Modern, Londra’nın bir diğer simgesi, sanatın ve sanatçıların adresi. Burada bazı sergileri ücretsiz gezmek mümkün. Üst kattaki kafenin balkonundan manzara görmeye değer.

Tate Modern’den alrıldıktan sonra nehir kenarından ilerledik, bu yol üstünde üstünde tiyatrolar, gösteri merkezleri ve galeriler buluyor.
London Eye
Kısa bir süre sonra karşımıza Londra’nın en yeni simgesi London Eye çıktı. London Eye’ın ücreti 20 paund.
Big Ben
Westminster köprüsünü geçerken meşhur Big Ben saat kulesi ve parlatento binasını arkanıza alıp fotoğraf çektirin.
St. James Parkı
Buradan yürümeye devam ettik ve St James parkındayız. Burası Londra’nın güzel parklarından sadece birisi, Londra’daki parklar gerçekten bir harika.

St James Parkı’nda hayvanları besleyebilirsiniz. Mesela sincaplar insanlara çok alışıklar, üzerinize çıkabilirler.
Buckingham Sarayı
Parkın sonunda Buckingham Sarayı bulunuyor. Sarayın nöbetçileri geleneksel kıyafetleri ile güzel bir görüntü oluşturuyor. Sarayın sağ tarafında Green Park var. Buradan yol bizi sanırım Londra’nın en büyük parkı olan Hyde Park’a götürdü.

Bu gezide hiç toplu ulaşım aracı kullanmadık yürüyerek yaptığımız gezi sayesinde Londra’yı yakından tanıdık, tabi yorucu olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Aralarda mola vermeyi ihmal etmeyin.

Akşam Les Miserables (Sefiller) müzikaline biletimiz vardı. Shaftesbury Avenue’da yer alan Queen’s Theatre’daki bu gösteri özellikle sahne tasarımı açısından çok güzeldi. Shaftesbury Avenue, tiyatroların yoğun olduğu bir bölge. Buraya gelmişten Çin mahallesini de (chinatown) gezdik.

Tiyatrodan çıkınca geç saat olmasına rağmen akşam yemeği için buraya çok yakın olan Soho’ya gittik. Batusaeat’te Uzakdoğu yemekleri yedik. Bu aralar Londra’da Uzakdoğu mutfağı çılgınlığı yaşanıyor. 12 yıl önce gittiğimde de Hint yemekleri çok ilgi görüyordu.

Soho, Londra’nın gece hayatının kalbinin attığı yer. Hafta sonu akşamları buraya gelinebilir.

ÜÇÜNCÜ GÜN
Notting Hill’de bulunan Portobello caddesinde her cumartesi kurulan pazardayız. Burası gerçekten Londra havasını almak için görülmesi gereken bir yer.
 
 

Portobello caddesi boyunca yemekten kıyafete, takıdan oyuncağa kadar birçok tezgah açılıyor. Çok renkli ve eğlenceli bu pazar özellikle öğleden sonra çok kalabalık oluyor.

Burada geleneksel bir İngiliz barına uğrayabilirsiniz.

Buradaki tezgahlardan daha uygun fiyata magnet ve hediyelik bulabilirsiniz.

DÖRDÜNCÜ GÜN
British Museum
Bugünü müzelere ayırdık. İlk durak British Museum. Bu müze bir günde ancak gezilir diyenlere hak veriyorum. İlk kattaki sergi alanını mutlaka görün. Burası ücretsiz ve Anadolu’dan gelen birçok eseri görebiliyorsunuz.
Anadolu'dan getirilmiş tapınak
Tabi diğer medeniyetlere ait tarihi eserler de göz kamaştırıyor.

Müzede bazı salonlara giriş için ücret ödüyorsunuz.
National Gallery
National Portrait Gallery
Trafalgar’da bulunan National Portrait Gallery ve National Gallery de ücretsiz giriş imkanı tanıyor.

LONDRA HAKKINDA ÖNEMLİ NOTLAR
İNGİLTERE VİZESİ NASIL ALINIR
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...