4 Mart 2014 Salı

AKLIM ÇANAKKALE’DE KALDI


Boğazı, doğası, tarihi, mimarisi, havası, insanı ile ne güzel bir şehirsin sen Çanakkale… Yeni yeni keşfetmeye başladım seni, en kısa zamanda yine ziyaretine geleceğim.
Çanakkale hep transit geçtiğim bir şehirdi, bu sefer öyle olmadı. Bir geceyi boğazın diğer yakasında Kilitbahir’de geçirdim, uzun uzun Çanakkale’ye şehir merkezine baktım,  burası yaşanılası bir yer dedim. Belki de öyle olur…

Çanakkale şehir merkezine Eceabat’tan ya da Kilitbahir’den geçiş yapılıyor. Kilitbahir’den yarım saatte bir arabalı vapur kalkıyor, yolculuk 10 dakika bile sürmüyor. Vapurdan inince Çanakkale’ye görmek için sabırsızlanıyoruz. Buraya bizi çeken bir şeyler var. Arabayı park edip eski şehrin olduğu bölgeyi geziyoruz.

Arabayı park edip soldan gidince karşımıza ilk olarak Saat Kulesi çıkıyor.  Sultan I. Abdülhamit’in tahta çıkışının 20. Yıldönümünde (1876) açılmak üzere pek çok kente inşa edilmiş kulelerden birisi olan bu güzel saat kulesinin dalgalı bir şekle sahip olan yelkovanı özellikle dikkat çekici.
 
 

Saat kulesinin sağında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin satış mağazı bulunuyor. Burada öğrencilerin yaptığı, seramikler, objeler, tabloların yanı sıra süt ürünleri ve doğal meyvede bulmak mümkün.
Rotamızı Çanakkale’nin şarkılarda da adı geçen Aynalı Çarşısı’na çeviriyoruz. Rengarenk eşyalar arasında alınacak çok şey var.
Kent müzesinin de olduğu, Çarşı caddesi mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Burada bir şeyler atıştırıp soluklanmak için alternatif mekanlar var. Biz kahvaltı yapmak için Kervan’ı tercih ediyoruz. Kol böreği ve kırpidesini tavsiye ederim.  Açık havada Kervan’nın karşısındaki caminin duvarının dibine yerleştirilmiş taburelerde içtiğimiz çayı da unutmamak gerek.
Eski kentin içlerine dalınca yeni ve farklı yerler keyfediyoruz. Fatih Camii’sinin çevresinde yer alan ve eski evlerden oluşan sokaklarda gezmek çok güzel, ancak gezerken dikkatli olmak gerekiyor. Sokaklar çok güvenli gözükmüyor.
Buradan sahile doğru ilerleyince Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan Çimenlik Kalesi ve Çanakkale Deniz Müzesi Komutanlığı’nı görüyoruz.  Çanakkale savaşı ile ismi anılan Nusret Mayın Gemisi’nin bire bir ölçülerindeki bir örneği de sahilde sergileniyor.
Arabamıza dönerken Çanakkale’yi bilmeden bir lezzetin daha keşfi yaptık. Çanakkale’nin meşhur peynir tatlısını Babalık’ta denedik.  Özellikle fırınlanmışının aynı bir lezzetli vardı.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...